O, oyunu mutlaka kazanacak.
- He is certain to win the game.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
- I'm certain that your intentions are honorable.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
- I met a certain gentleman at the station.
Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır.
- Properly used, certain poisons will prove beneficial.
Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim.
- I can trust him to a certain extent.
Kesinlikle,kart oynamayı severim.
- Certainly, I like playing cards.
O, kesinlikle cesaretsiz değildir.
- He is certainly not without courage.
Ona belli bir genç doktor tarafından bakıldı.
- He was taken care of by a certain young doctor.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
- Ted was certain of winning the game.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly sounds confident.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
- Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Tom kesinlikle takımındaki herhangi biri kadar çok çalışıyor.
- Tom certainly works as hard as anyone else on his team.
Herhangi bir kış gününde ona rastladım.
- I met her on a certain winter day.