My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.