yarışmacı

listen to the pronunciation of yarışmacı
Türkisch - Englisch
{i} contestant

No other contestant has obtained such a remarkable achievement. - Başka hiçbir yarışmacı böyle dikkat çekici bir başarı elde etmedi.

The contestant made two false starts. - Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.

competitor

All the competitors are trying to get their piece of the pie. - Tüm yarışmacılar pastadan paylarını almaya çalışıyor.

Tom was a competitor. - Tom bir yarışmacıydı.

contender

I could've been a contender. - Ben bir yarışmacı olabilirdim.

Has your father remarried by now, or does he have a girlfriend? No! I have successfully repelled all contenders! I want mum and dad to get back together! - Baban şimdiye kadar yeniden evlendi mi yoksa kız arkadaşı mı var? Hayır, tüm yarışmacıları başarılı bir şekilde püskürttüm! Annemle babamın bir araya gelmesini istiyorum!

entrant
competitor, contestant, contender
competitor, contestant, contender, entrant
entry
yarışmacılar
competitors

All the competitors are trying to get their piece of the pie. - Tüm yarışmacılar pastadan paylarını almaya çalışıyor.

hile ile yarışa giren yarışmacı
ringer
ödül avcısı yarışmacı
pothunter
Türkisch - Türkisch
yarışmacı
Favoriten