yarışmacı

listen to the pronunciation of yarışmacı
التركية - الإنجليزية
{i} contestant

My father was a contestant in a cooking contest and won first prize. - Babam bir aşçılık yarışmasında bir yarışmacıydı ve birincilik ödülünü kazandı.

Tom was one of three contestants. - Tom üç yarışmacıdan biriydi.

competitor

Tom was a competitor. - Tom bir yarışmacıydı.

All the competitors are trying to get their piece of the pie. - Tüm yarışmacılar pastadan paylarını almaya çalışıyor.

contender

I want to be a contender. - Bir yarışmacı olmak istiyorum.

I could've been a contender. - Ben bir yarışmacı olabilirdim.

entrant
competitor, contestant, contender
competitor, contestant, contender, entrant
entry
yarışmacılar
competitors

All the competitors are trying to get their piece of the pie. - Tüm yarışmacılar pastadan paylarını almaya çalışıyor.

hile ile yarışa giren yarışmacı
ringer
ödül avcısı yarışmacı
pothunter
التركية - التركية