Definition von yahudiler im Türkisch Englisch wörterbuch
- Jewry
- (ıncil) Circumcision
- jews
There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine.
-Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.
Jews fled the Spanish Inquisition and took shelter in Ottoman Empire in the fifteenth century.
-Yahudiler, İspanyol Engizisyonundan kaçtılar ve onbeşinci asırda Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar.
- yahudi
- Jew
He was happy being a Jew.
-O, bir Yahudi olmaktan mutluydu.
Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
-Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
- yahudi
- Jewish
I'm not Jewish, but my father is.
-Ben Yahudi değilim, ama babam Yahudi'dir.
He's a Jewish American.
-O Amerikalı bir Yahudi.
- Yahudi
- Semite
- Yahudi
- judaeo
- yahudi
- Hebrew
Lots of religious songs in Ladino are translations from Hebrew.
-Birçok Yahudice dinî şarkı İbranice'den çeviridir.
Psalms come from the Hebrew tradition.
-Mezmurlar Yahudi geleneğinden geliyorlar.
- Yahudi
- Jew; Jewish
- Yahudi
- kike
- yahudi
- sheeny
- yahudi
- Levite
- yahudi
- Israelite
- yahudi
- Yid
- ıspanyol veya portekiz kökenli yahudiler
- Sephardim
Relevante Übersetzungen
Definition von yahudiler im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) Yehud
- YAHUDİ
- (Osmanlı Dönemi) Hz. Yakub'un (A.S.) oğullarından Yehuda'ya mensub olan. Benî İsrail. Musevî. (Bak: İsrail)Yahudilerin vaziyetlerine ve seciyelerine işaret eden âyetler şunlardır: 2: 60-66 arası. 5: 62-64 arası ve 17: 4.(Yahudilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur'anî, o milletin hayat-ı içtimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müdhiş düstur-u umumîyi tazammun eder ki, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan ve sa'y ü ameli, sermaye ile mübareze ettirip, fukarayı zenginlerle çarpıştıran, muzâaf riba yapıp banka
- Yahudi
- Musa dinine bağlı olan (kimse), Musevî
- Yahudi
- (Osmanlı Dönemi) CAHÛD
- Yahudi
- Çıfıt
- yahudi
- Musa dinine bağlı olan kimse, Musevi