yürüyen

listen to the pronunciation of yürüyen
Türkisch - Englisch
walking

Tom likes to observe the people walking by. - Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.

The girl walking with Ken is May. - Ken ile yürüyen kız May'dir.

person who is going on foot; walker
(someone) who is walking; (an animal) that is walking
marcher
yürüyen merdiven
escalator

When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line. - Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.

The people who are not in a hurry stand on the right side of the escalator. - Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.

yürüyen dalga
travelling wave
yürüyen kaldırım
travellator
yürüyen kimse
walker
yürüyen kimse
walker on
yürüyen kum
shifting sands
yürüyen merdiven
escalator, moving staircase
yürüyen merdiven
moving stairway
yürüyen skala
sliding scale
yürüyen ve konuşan oyuncak bebekleriniz var mı
Do you have any dolls that walk and talk
yürü
{f} walk

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

She was so tired that she couldn't walk. - Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.

yürü
{f} walking

I watched John and Mary walking hand in hand. - John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.

He is used to walking long distances. - O uzun mesafe yürümeye alışkın.

yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürüyen merdiven
moving staircase
giden, yürüyen
Those who walk
yürü
amble
bando önünde yürüyen kız
majorette
dikkatsizce yürüyen kimse
jaywalker
hafif adımlarla yürüyen
tripping
ikişer ikişer yürüyen öğrenciler
crocodile
ileriye yürüyen dalga
(Elektrik, Elektronik,Teknik) forward wave
menüyle yürüyen
menu-driven
rahvan yürüyen at
ambler
tabanına basarak yürüyen
plantigrade
tabanına basarak yürüyen hayvan
plantigrade
tıpış tıpış yürüyen çocuk
toddler
uygun adım yürüyen kimse
marcher
yürü
saunter
zarif bir şekilde yürüyen
sashaying
çalım satarak yürüyen
strutting
önüne bakmadan yürüyen kimse
jaywalker
Türkisch - Türkisch
maşi
yürüyen merdiven
Basamakları sürekli olarak dönen bir düzenek üzerine yerleştirilmiş, elektrikle çalışan merdiven
Yürüyen merdiven
eskalatör
Yürüyenler
(Osmanlı Dönemi) DEVABB