Tom birazdan evde olmalı.
 - Tom should be home soon.
Tom birazdan burada olmalı.
 - Tom should be here soon.
O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi.
 - She got married soon after her graduation from the college.
Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
 - The news that the school had been burned down soon spread though the town.
Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
 - Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
Üzgünüm sana daha erken yazamadım.
 - I'm sorry I couldn't write to you sooner.
Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
 - Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
 - The beautiful color of the sky soon faded away.
İşlerin yakın zamanda değişeceğini sanmıyorum.
 - I don't think things will change anytime soon.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
 - Are you going back to Boston anytime soon?
Babam yakında kırk yaşında olacak.
 - My father will be forty soon.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
 - My father will soon be forty years old.