Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
 - I thought his opinion was relevant.
Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
 - I thought you might be interested in this.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
 - Tom had a thoughtful look on his face.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
 - Oh, thanks! How thoughtful.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
 - The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
 - The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
 - I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
 - I thought we came here to discuss a new deal.
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
 - The mere thought of a snake makes me shiver.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
 - No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
 - It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
 - Attractive women are often thought to be dumb.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
 - Words express thoughts.
Düşüncelerini kağıda döktü.
 - She put down her thoughts on paper.
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
 - I thought I told you to stay in the car.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
 - I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
Eastern thought.