während {prp

listen to the pronunciation of während {prp
Englisch - Türkisch

Definition von während {prp im Englisch Türkisch wörterbuch

during
{e} boyunca

Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır. - The island is covered with ice and snow during the winter.

Roger bulabildiği herhangi bir işte gün boyunca çalıştı. - Roger worked at any job he could find during the day.

during
süresince

Ders süresince telefonu çaldı. - Her cellphone rang during class.

Ben festival süresince Takayama'ya gitmek istiyorum. - I'd like to go to Takayama during festival time.

during
sırasında

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil. - She is never online, even during her vacation.

Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler. - The pupils listened eagerly during his speech.

during
{e} esnasında

Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar. - Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.

Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız. - You must not speak Japanese during the class.

during
{e} boyunca, süresince, esnasında, zarfında, -de
during
müddetince
during
sürece
during
{e} iken
for
süresince

İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim. - I waited for the bus in the snow as long as two hours.

during
süresinde
during
müddetçe
for
(Bilgisayar) bu öğe için
during
during esnasında
during
de
during
edat esnasında
for
{e} karşı

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür. - When meeting a person for the first time, keep the conversation light.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Deutsch - Englisch
throughout
during
for