verkaufsangestellter

listen to the pronunciation of verkaufsangestellter
Englisch - Türkisch

Definition von verkaufsangestellter im Englisch Türkisch wörterbuch

assistant
{i} muavin
assistant
asistan

O, asistanına oldukça fazla güvenir. - He trusts his assistant quite a lot.

Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık. - We employed her as an assistant.

clerk
{i} tezgâhtar

Süpermarkette bir tezgahtardır. - She is a clerk in the supermarket.

Mağazanın müşterilere bakması için daha fazla tezgahtara ihtiyacı var. - The store needs more clerks to wait on customers.

assistant
yardımcı

Yardımcısı ayakkabılarını parlattı. - His assistant polished his shoes.

Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır. - He is an archeologist's assistant.

clerk
{i} sekreter

Şimdilik, büyük bir mağazada sekreterlik yapıyor. - For the time being, she is clerking in a department store.

clerk
clerk of the court zabıt katibi
clerk
rahip/satıcı/yazman
clerk
{f} kâtiplik yapmak
clerk
{i} resepsiyonist
clerk
{i} şef [brit.]
clerk
{f} tezgâhtarlık yapmak
assistant
yardımcı eleman
clerk
büro elamanı
assistant
(sıfat) yardımcı
assistant
{i} tezgâhtar

Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı. - Old people were tricked by the shop assistant.

Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük. - My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.

clerk
(fiil) yazmanlık yapmak, kâtiplik yapmak, tezgâhtarlık yapmak
Deutsch - Englisch
sales clerk
counter-jumper
shop assistant
inside salesman
shop boy
assistant
shop girl
clerk
shopman
sales assistant