uzun zamandır

listen to the pronunciation of uzun zamandır
Türkisch - Englisch
long

Tom has known Mary a long time. - Tom uzun zamandır Mary'yi tanıyor.

This is what I've long wanted. - Uzun zamandır istediğim budur.

for a long time

Tom said he hadn't had a good home-cooked meal for a long time. - Tom uzun zamandır iyi bir ev yemeği yemediğini söyledi.

This is the very camera I've wanted for a long time. - Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

for ages

What I really needed was to spend a bit of time with my best mates Tom and Mary, who I've known for ages. - Gerçekten ihtiyacım olan şey, uzun zamandır tanıdığım en iyi arkadaşlarım Tom ve Mary ile biraz zaman geçirmekti.

We've been waiting for this for ages. - Uzun zamandır bunu bekliyoruz.

long since

It's been so long since I've been here. - Çok uzun zamandır buradayım.

The well has long since dried up. - Kuyu uzun zamandır kurudu.

for a long while
(deyim) for the duration
for yonks

I've been working here for yonks.

uzun zamandır görmedim
Long time no see
uzun zaman
{i} ages

I haven't heard that joke in ages. - Uzun zamandır o espriyi duymadım.

I haven't had a boyfriend in ages. - Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.

uzun zaman
long

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

I have seen that film long ago. - Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.

uzun zaman
long time

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

uzun zaman
yonks
Türkisch - Türkisch

Definition von uzun zamandır im Türkisch Türkisch wörterbuch

Uzun zaman
(Osmanlı Dönemi) MELİYY