Definition von ungefährlich im Englisch Türkisch wörterbuch
- harmless
- zararsız
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
- The sound was annoying but harmless to the human body.
- safe
- tehlikesiz
Sence bunu yapmak tehlikesiz mi?
- Do you think it's safe to do that?
- safe
- güvenilir
Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.
- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
- harmless
- kendi halinde
- harmless
- {s} masum
- safe
- kurtulmuş
- safe
- emin
Tom Mary'nin emin ellerde olup olmadığını bilmiyordu.
- Tom didn't know whether Mary was safe or not.
Burada güvende olduğumuzdan emin misin?
- Are you sure we're safe here?
- safe
- atlatmış
- safe
- sağlam
Her şeyden önce güvenliği sağlamalısın.
- You should put safety before everything else.
Güvenliği başka her şeyden önce sağlamalıyız.
- We must put safety before anything else.
- safe
- kesin
Kesinlikle güvenli bir rota var!
- There is definetly a safe route!
Sadece Allah, kesinlikle mutlak kudret sahibi olabilir.
- Only God can safely be omnipotent.
- harmless
- {s} suçsuz
- harmless
- {s} saf
- harmless
- {s} temiz kalpli
- harmless
- {s} zararı dokunmayan
- harmless
- harmlessly zararsız bir şekilde
- harmless
- harmlessness zararsızlık
- safe
- {s} muhakkak
- safe
- beysbol oyundışı edilmeden kaleye yetişmiş olan
