to stop a fight; to separate people who are fighting

listen to the pronunciation of to stop a fight; to separate people who are fighting
Englisch - Türkisch

Definition von to stop a fight; to separate people who are fighting im Englisch Türkisch wörterbuch

break up
(Askeri) AYRILMA, DAĞILMA: 1. Radarla tespit etmede toplu bir verinin muhtelif nesnelere, yapı gruplamalarına tekabül eden birçok münferit veriler halinde ayrılması. Bu ayrılma mesafe, nesne büyüklüğü, nesneler arasındaki mesafe, kazanç tanzimi, huzme genişliği dahil birçok faktöre bağlıdır. 2. Görüntü değerlendirmesinde, büyütme veya genişletme sonunda görüntü halinde ortaya çıkan maddenin hüviyetini kaybetmesine ve hasıl olan görüntünün gelişigüzel seriler halinde tonal (renkli) izlenimler halini almasına sebep olan sonuç
break up
sona ermek
break up
dağıtmak
break up
çökmek
break up
ilişkiyi bitirmek

O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu. - She wanted to break up with him.

Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı. - It was a mistake to break up with you.

break up
parça parça olmak
break up
tükenmek
break up
ilişkiyi kesmek
break up
ayrılmak (sevdiğinden)
break up
(Askeri) ayrılma

Senden ayrılmak istemiyorum. - I don't want to break up with you.

Tom nihayet Mary'den ayrılmaya karar verdi. - Tom finally decided to break up with Mary.

break up
bitmek
break up
parçalanmak
break up
(aralarında sevgi bağı olan iki kişi) ayrılmak
break up
ufalamak
break up
(deyim) sona ermek. a break-up bozulma,dagilma
break up
eğlendirmek
break up
bozuşmak
break up
dağılmak; dağıtmak
Englisch - Englisch
break up

The police came in to break up the disturbance.

to stop a fight; to separate people who are fighting
Favoriten