Englisch - Türkisch
Definition von to sprout, germinate im Englisch Türkisch wörterbuch
- çimlenmek
- germ
- {i} mikrop
Louis Pasteur mikropların en bulaşıcı hastalıklara neden olduklarını keşfetti.
-Louis Pasteur discovered that germs cause most infectious diseases.
Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
-To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
- germ
- {i} bakteri
- germ
- {i} virüs
- germ
- (Gıda) ruşeym
- germ
- (Biyoloji,Tıp) jerm
- germ
- çekirdek
- germ
- başlama çekidi
- germ
- başlangıç
- germ
- Orijin, menşe
- germ
- germ plasm biyol
- germ
- (Tıp) Tohum, çim, tohum veya yumurtada bulunan asıl hücrecik
- germ
- tohum veya yumurtada bulunan asıl hücrecik
- germ
- germ theory biyol
- germ
- tohumun özü
- germ
- {i} tohum
Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.
-Charlemagne is said to have sown the seeds of both Germany and France.
- germ
- {f} filizlenmek
- germ
- tohumda bulunup irsi hususiyetleri nakleden madde
- germ
- {f} çimlenmek
- to germinate
- filizlendirmek
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to sprout, germinate im Englisch Englisch wörterbuch
- To germinate
- egerminate
- To germinate
- germ
- sprout, germinate
- {f} germ
- to germinate
- pullulate
Relevante Übersetzungen
to sprout, germinate
Silbentrennung
to sprout, ger·mi·nateAussprache
Resimler
Historie
Favoriten