İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
 - The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.
 - All the delegates voted to approve it.
Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
 - Father will never approve of my marriage.
Annem sonunda planımızı onayladı.
 - My mother finally approved of our plan.
Üslubunu her zaman tasvip etmiyorum.
 - I don't always approve of his methods.
Tom Mary'nin giyinme tarzını tasvip etmedi.
 - Tom didn't approve of the way Mary dressed.