Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
 - The police arrested a suspect in connection with the robbery.
Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
 - Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
 - The suspect reportedly stole computers.
Tom'un onu önümüzdeki hafta yapacağından kuşkuluyum.
 - I suspect Tom will do that next week.
Ondan hoşlanmayacağından kuşkuluyum.
 - I suspect that you won't like it.