Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Ada yıl boyunca ılıktır.
- The island is warm all year.
Mary çok samimi görünmüyor.
- Mary doesn't seem very warm.
O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
- It was a warm, friendly meeting.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
- These flowers grow in warm countries.
Bugün hava çok sıcak.
- It's very warm today.
Burada hava güzel ve sıcak.
- It's nice and warm in here.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
- He warmed himself with a pocket heater.
İçten sözleriniz için teşekkür ederim.
- Thank you for your warm words.
Sanırım film içten bir filmdi.
- I think the movie is a very heart warming one.