to be separated to a distance

listen to the pronunciation of to be separated to a distance
Englisch - Türkisch

Definition von to be separated to a distance im Englisch Türkisch wörterbuch

space
{i} aralık
space
{i} uzay

Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek. - The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.

Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz. - In space, no one can hear you scream.

space
{i} ara

Tom arabasını park yerinden çıkardı. - Tom backed his car out of the parking space.

Uzay ve zaman arasında. - Between space and time.

space
aralamak
space
mahal
to be separated
ayrılmak

Biz ayrılmak istemiyoruz. - We don't want to be separated.

space
süre

Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır. - Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.

Uzay yürüyüşleri genellikle işe bağlı olarak, beş ve sekiz saat arasında sürer. - Spacewalks usually last between five and eight hours, depending on the job.

space
aralıklara bölmek
space
espas
space
müddet
to be separated
ayrı olmak
space
atlama

Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım. - I had to leave out this problem for lack of space.

space
(İnşaat) yer,uzay,aralık
space
(Tıp) Ara, aralık, mesafe, boşluk, spatium
space
{f} aralık bırakmak
space
aralık koymak
space
{f} boşluk bırakmak
space
ara ver/aralıklı diz
space
{f} aralıklı dizmek
space
{i} mesafe: in the space of ten miles on millik
space
(fiil) ara vermek, boşluk bırakmak, aralık bırakmak, espas koymak, aralıklı dizmek
space
boşluk,v.boşluk bırak: n.boşluk
Englisch - Englisch
space

The cities are evenly spaced.

to be separated to a distance

    Silbentrennung

    to be sep·a·ra·ted to a dis·tance

    Türkische aussprache

    tı bi sepıreytıd tı ı dîstıns

    Aussprache

    /tə bē ˈsepərˌātəd tə ə ˈdəstəns/ /tə biː ˈsɛpɜrˌeɪtəd tə ə ˈdɪstəns/
Favoriten