Çile çekmekten saçı ağardı.
 - Her hair grayed with suffering.
Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.
 - According to a survey, 1 billion people are suffering from poverty in the world.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
 - He suffers from poor blood circulation to his legs.