Englisch - Türkisch
Definition von to be in a period of greatest influence im Englisch Türkisch wörterbuch
- flourish
- {f} gelişmek, büyümek; ilerlemek
- flourish
- {f} dalgalanmak
- flourish
- {f} yıldızı parlamak
- flourish
- {f} sallamak
- flourish
- geliştirmek
- flourish
- {f} süslemek
- flourish
- bayındır
- flourish
- elini kolunu sallayarak dikkat çekmeye çalışmak
- flourish
- {f} savrulmak
- to be in
- olmak
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
-She promised her father to be in time for lunch.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
-It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
- flourish
- {f} fanfar çalmak
- flourish
- {f} süslü konuşmak
- flourish
- zenginleşmek
- flourish
- {i} savurma
- flourish
- {i} tören borusu
- flourish
- süslü bir dil kullanmak
- flourish
- gözde olmak
- flourish
- (Askeri) İHTİRAM BORUSU: Borazanlar tarafından çalınan kısa bir selam borusu
- flourish
- gösterişli hareketlerde bulunmak
- flourish
- {i} sallama
- flourish
- {i} gösteriş
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to be in a period of greatest influence im Englisch Englisch wörterbuch
- flourish
to be in a period of greatest influence
Silbentrennung
to be in a pe·ri·od of great·est in·flu·enceTürkische aussprache
tı bi în ı pîriıd ıv greytıst înfluınsAussprache
/tə bē ən ə ˈpərēəd əv ˈgrātəst ˈənflo͞oəns/ /tə biː ɪn ə ˈpɪriːəd əv ˈɡreɪtəst ˈɪnfluːəns/
Resimler
Favoriten