Would you like to taste this yummy cake?
- Bu lezzetli keki tatmak ister misin?
My favorite flavor is chocolate.
- Benim en sevdiğim tat çikolatadır.
What flavors do you have?
- Sen hangi tatlara sahipsin?
This was the first Japanese food I had ever tasted.
- Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.
I've never tasted anything as unusual as this.
- Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.
He likes anything sweet.
- O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
I want something sweet.
- Tatlı bir şey istiyorum.
Some food is pretty bland without salt.
- Bazı yiyecekler tuz olmadan oldukça tatsız.
This soup is somehow bland. Maybe add more salt...?
- Bu çorba bir şekilde tatsız. Belki biraz daha tuz mu ilave etneliyiz...?
How about ice cream with chocolate sauce for dessert?
- Tatlı için çikolata soslu dondurmaya ne dersin?
The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
- Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.
Tatoeba'ya birçok dilde örnek ekliyorum.
- I add examples to Tatoeba in many languages.
Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.