tüydürme

listen to the pronunciation of tüydürme
Türkisch - Englisch

Definition von tüydürme im Türkisch Englisch wörterbuch

tüy
hair

When I saw the ghost, I was so frightened that my hair stood on end. - Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu.

He has unsightly hairs growing out of his ears. - Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.

tüy
feather

Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm. - Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.

Tom suffocated Mary with a feather pillow. - Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.

tüy
(Tıp) cilium
tüy
fluff
tüy
{i} bristle
tüy
feathering
tüy
fuzz
tüy
(a) hair (forming part of the coat of a furry, hairy, or long-haired animal)
tüy
plume
tüy
(kumaş) nap
tüy
feather; quill; down; bristle, hair
tüy
down

My down jacket kept me warm. - Kuş tüyü ceketim beni ısıttı.

This place is downright creepy. - Bu yer tamamen tüyler ürpertici.

tüy
fuzz, down (fine hair on the face or body)
tüy
(incecik) fluff
tüy
fuzz, down (on a plant part or fruit)
tüy
pile
tüy
quill
tüy
villus
tüy
feather; quill; piece of down
tüy
hackles
tüy
scarper
tüydürmek
to steal, pinch
tüydürmek
to make (someone) leave, get rid of (someone)
Türkisch - Türkisch
Tüydürmek işi veya durumu
Tüy
tüy tüs
tüy
İnsan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince kıl: "İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş."- H. E. Adıvar
tüy
Bazı bitki ve meyvelerle bazı dokumalar üzerinde görülen ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılar
tüy
İnsan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince kıl
tüydürmek
Çalmak, aşırmak
tüydürmek
Uzaklaştırmak