Türkisch - Englisch
Definition von son söz im Türkisch Englisch wörterbuch
- final say
Unfortunately, Fadil doesn't have a final say on this.
-Maalesef, Fadil'in bu konuda son sözü yok.
Tom said you have the final say.
-Tom senin son söze sahip olduğunu söyledi.
- last word
Charlie decided to cross out the last word.
-Charlie, son sözü iptal etmeye karar verdi.
Tom is the kind of person who always has to have the last word.
-Tom her zaman son sözü söylemek zorunda kalan insan türüdür.
- afterword
- cue
- the latest
- say
Unfortunately, Fadil doesn't have a final say on this.
-Maalesef, Fadil'in bu konuda son sözü yok.
Unfortunately, Tom isn't the one who has the final say on this.
-Ne yazık ki, Tom bununla ilgili son sözü söyleyen kişi değil.
- epilogue
- the last word, the final decision
- settler
- epilog
- final decision
The final decision rests with the students themselves.
-Son söz öğrencilere kalmış.
- close
- final remark
- envoi
- sonsöz
- close
- sonsöz
- epilog
- sonsöz
- epilogue
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von son söz im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Sonsöz
- (Hukuk) AHIR LAFIZ
- sonsöz
- (Osmanlı Dönemi) hâtime