Tom birazdan burada olmalı.
- Tom should be here soon.
O birazdan burada olacak.
- He will be here soon.
Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
- The news that the school had been burned down soon spread though the town.
Tom liseden mezun olduktan hemen sonra Boston'a geldi.
- Tom came to Boston soon after graduating from high school.
Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
- The sooner you do it, the better it is.
Üzgünüm sana daha erken yazamadım.
- I'm sorry I couldn't write to you sooner.
Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
- Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
- I am planning to book my flights to Berlin soon after.
Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor.
- It doesn't look as if that's going to happen any time soon.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
- Are you going back to Boston anytime soon?
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.