set the precedence of the most recently defined word

listen to the pronunciation of set the precedence of the most recently defined word
Englisch - Türkisch

Definition von set the precedence of the most recently defined word im Englisch Türkisch wörterbuch

immediate
acil

Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir. - Only an immediate operation can save the patient's life.

İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu. - People called for an immediate invasion of Cuba.

immediate
{s} hemen

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

immediate
derhal olan
immediate
en yakın

Tom Mary'nin en yakın amiridir. - Tom is Mary's immediate supervisor.

Bu adam benim en yakın amirimdir. - This man is my immediate superior.

immediate
şimdiki

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

immediate
hazır

Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti. - Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.

Acil kalkış için hazırlanın. - Prepare for immediate departure.

immediate
çabuk
immediate
acele

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

immediate
doğrudan dogruya
immediate
{s} dolaysız
immediate
{s} doğrudan
immediate
{s} en yakın olan
immediate
yakın/acil
immediate
(sıfat) yakın, hemen, derhal, acil, şu an ki, doğrudan, dolaysız, en yakın olan
immediate
{s} yakın

Sadece yakın aile bireyleri Tom ve Mary'nin düğününe katıldı. - Only immediate family members attended Tom and Mary's wedding.

Bu adam benim en yakın amirimdir. - This man is my immediate superior.

immediate
(Askeri) BİR ÜST (KOMUTANLIK, MAKAM İÇİN)
immediate
{s} derhal

Yangın derhal söndürüldü. - The fire was put out immediately.

Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü. - He lit another cigarette, but immediately put it out.

immediate
immediacy : yakınlık
Englisch - Englisch
immediate
set the precedence of the most recently defined word

    Silbentrennung

    SET the pre·ce·dence of the most re·cent·ly de·fined word

    Türkische aussprache

    set dhi presıdıns ıv dhi mōs risınli dîfaynd wırd

    Aussprache

    /ˈset ᴛʜē ˈpresədəns əv ᴛʜē ˈmōs ˈrēsənlē dəˈfīnd ˈwərd/ /ˈsɛt ðiː ˈprɛsədəns əv ðiː ˈmoʊs ˈriːsənliː dɪˈfaɪnd ˈwɜrd/
Favoriten