saplanma

listen to the pronunciation of saplanma
Türkisch - Türkisch
Saplanmak işi
Saplanmak
batmak
saplanmak
Hızla batmak
saplanmak
Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak
saplanmak
Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak
saplanmak
Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak: "Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık."- Y. Z. Ortaç
saplanmak
Bir şeyle ilgisini kesmemek, takılıp kalmak: "Mistik olmayan felsefe görünüşünde de tamamen H. Spencer'e saplanmış kalmıştı."- H. Taner