sürekli,sürekli olarak

listen to the pronunciation of sürekli,sürekli olarak
Türkisch - Englisch
continuously
Without pause

The river continuously flows to the sea, it will never pause to let us cross on dry land.

at every point; "The function is continuously differentiable"
with unflagging resolve; "dance inspires him ceaselessly to strive higher and higher toward the shining pinnacle of perfection that is the goal of every artiste"
ceaselessly, without stopping
at every point; "The function is continuously differentiable
In a continuous maner; without interruption
sürekli olarak
(Hukuk) permanently

The man turned permanently blue after he drank the silver solution. - Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.

sürekli olarak
perpetually
sürekli olarak
continually

Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C. - Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.

I continually go to the market. - Ben sürekli olarak pazara giderim.

-den beri sürekli olarak
ever since
sürekli olarak
abidingly
sürekli olarak
all the time
sürekli olarak
on and on
sürekli olarak
constantly

I'm constantly telling her to behave herself. - Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.

He was constantly borrowing money from me. - O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.

sürekli olarak
invariably
sürekli olarak
on
sürekli olarak
continuously, continually, all the time
sürekli olarak
in ordinary
sürekli olarak
evermore
sürekli olarak
continuously

In swimming pools, water is continuously pumped through a filter. - Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.

You cannot get along with him because he speaks continuously. - O sürekli olarak konuştuğu için onunla anlaşamazsın.

sürekli olarak
incessantly

A bird is incessantly singing in my balcony. - Bir kuş sürekli olarak balkonumda ötüyor.

sürekli,sürekli olarak
Favoriten