Tom biraz iş yapmak zorundaydı.
 - Tom had to do some work.
İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.
 - If you want to do good work, you should use the proper tools.
Bugün çalışmak zorunda değilsin.
 - You don't have to work today.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
 - They had been working together for common interests.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
 - Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
 - Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum.
 - I have read three of Shakspeare's works so far.
Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.
 - Darwin's work changes everything.
O, işten önce kahve içer.
 - He drinks coffee before work.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
 - I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
O çalışırken bir kaza yaptı.
 - He had an accident while working.
O çalışırken bir kaza yaptı.
 - While working, she had an accident.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
 - How would you describe the culture of your workplace?
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
 - I do a good job with my work.