Hükümet, ruhsatsız silah taşımaktan bizi men ediyor.
- The government prohibits us from carrying guns without a license.
Arabanın üç sıra koltuğu vardır ve sekiz yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
- The car has three rows of seats and is capable of carrying eight passengers.
Tom bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a stack of books.
Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi.
- Tom came into the room carrying three bottles of wine.
O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.
- He was carrying an umbrella under his arm.
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
- She is carrying a backpack on her back.
Tom şemsiye taşıyan tek kişiydi.
- Tom is the only one carrying an umbrella.
Alev makinesi taşıyan bir asker gördüm.
- I saw a soldier carrying a flamethrower.