pişmanlık

listen to the pronunciation of pişmanlık
Türkisch - Englisch
regret

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

Tom regrets having introduced Mary to John. - Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor.

remorse

The rapist showed no signs of remorse during his trial. - Tecavüzcü, yargılanması sırasında hiçbir pişmanlık işareti göstermedi.

She showed absolutely no sign of remorse. - O kesinlikle hiçbir pişmanlık belirtisi göstermedi.

angst
compunction
penitential
regret, penitence, repentance, remorse, contrition, compunction
ruefulness
contrition
repentance

His face expresses deep sorrow and repentance. - Yüzü derin üzüntü ve pişmanlık ifade ediyor.

penitence
contriteness
(Kanun) attrition
rue
penitent
pişman
regretful

He is regretful that he couldn't go. - O, gidemediğine pişman.

pişmanlık duymak
to feel regret, be regretful; to feel remorse, be remorseful
pişmanlık duyan
repentant
pişmanlık duymak
to repent, to rue
pişmanlık duymak
rue
pişmanlık duymak
repent
pişmanlık ilahileri kitabı
penitential book
pişmanlık ilahileri kitabı
penitential
pişman
contrite
pişman
sorry

I'm sorry for what I've done. - Yaptığım şeyden pişmanım.

If you do that, you'll be sorry. - Onu yaparsan pişman olacaksın.

pişman
repentant
pişman
rueful
pişman
penitent

Oh, I'm so sorry, said Anne penitently. - Anne pişman bir şekilde Ah, çok üzgünüm dedi.

pişman
regretful, sorry, penitent, contrite, repentant
pişman
remorseful

Fadil sounded remorseful. - Fadıl pişmanlık duyuyordu.

Dan wasn't remorseful about killing Linda. - Dan, Linda'nın öldürülmesi konusunda pişman değildi.

pişman
bad
son pişmanlık
deathbed repetance
son pişmanlık fayda vermez/etmez
(Atasözü) Regret is futile
Türkisch - Türkisch
Pişman olma durumu, nedamet: "Son pişmanlık fayda vermez."- Atasözü
Pişman olma durumu, nedamet
(Hukuk) NEDAMET
acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık
(deyim) Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter
Pişman
nadim
pişman
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim
pişmanlık
Favoriten