İngilizler becerikli bir millettirler.
- The English are a practical people.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
- Guns don't kill people. People kill people.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- Some people in the world suffer from hunger.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
- It is rude to point at people.
Kalabalık bir insan grubu toplandı.
- A large crowd of people gathered.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
- Tom was looking for some people to help him move his piano.
Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür.
- His novels are popular among young people.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Can I have one of my people get back to your people, Mr. President? She tried to slam the phone back into the base and failed.