of firearms or explosives, capable of causing harm

listen to the pronunciation of of firearms or explosives, capable of causing harm
Englisch - Türkisch

Definition von of firearms or explosives, capable of causing harm im Englisch Türkisch wörterbuch

live
yaşamak

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak. - He will have lived here for ten years by the end of next month.

live
live and learn yaşadıkça ögrenmek
live
{s} güncel
live
{f} on ile geçinmek
live
(Televizyon) canlı yayın

Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak. - The soccer game will be transmitted live at five p.m.

Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek. - Stay tuned. Our live stream will return shortly.

live
akımlı
live
cereyanlı (tel/ray vb)
live
radyo

Dan radyoda canlı çaldı. - Dan played live on the radio.

live
gereksinimlerini karşılamak
live
çıngıyla yüklü
live
cereyanlı
live
canlı (yayın)
live
diri
live
(yayın) naklen
live
canlı

Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı? - Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?

Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular. - Soon after the accident they found a live animal there.

live
ömür sürmek
live
hayatta olmak
live
eğleşmek
live
{s} patlamamış (bomba)
Englisch - Englisch
live

The air force practices dropping live bombs on the uninhabited island.

of firearms or explosives, capable of causing harm
Favoriten