nesneleşen

listen to the pronunciation of nesneleşen
Türkisch - Englisch

Definition von nesneleşen im Türkisch Englisch wörterbuch

nesne
article
nesne
object

We can see distant objects with a telescope. - Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.

The object flew away to the south, giving out flashes of light. - Nesne, yanıp sönen ışıklar vererek, güneye doğru uçtu.

nesne
anything
nesne
objective

I think I'm objective. - Nesnel olduğumu düşünüyorum.

nesne
(Bilgisayar) an object

I try to destroy an object using just my mind. - Sadece zihnimi kullanarak nesneyi yok etmeye çalışıyorum.

Not all verbs require an object. - Fiillerin hepsi bir nesneye ihtiyaç duyuyor değildir.

nesne
(Bilgisayar) objects

There were various objects in the room. - Odada çeşitli nesneler vardı.

Gravity causes objects to have weight. - Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

nesne
subject

Are we subjects or objects in this process? - Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?

Tom does not know the difference between a subject and an object. - Tom özne ve nesne arasındaki farkı bilmez.

nesne
stuff
nesne
particle

Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles. - Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.

nesne
body
nesne
thingamajig
nesne
direct object
nesne
thing

I'm not good at classifying things. - Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.

People were created to be loved, things were created to be used. The world is in chaos, because everything is opposite. - İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.

nesne
thing, anything " şey, obje; object" " obje; direct object
nesne
gram., phil. object
nesne
objective case
nesne
thing (any nonhuman thing which has weight and takes up space)
nesne
aught
nesne
objest
nesne
he
Türkisch - Türkisch

Definition von nesneleşen im Türkisch Türkisch wörterbuch

NESNE
(Osmanlı Dönemi) şey, herhangi bir şey
Nesne
obje
nesne
Gerçek yaşamda yada sanal ortamda etkileşilebilen olguların her biri
nesne
Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
nesne
Tümcenin öğelerinden biri
nesne
Nen, şey
nesne
Öznenin dışında kalan her konu, obje
nesne
Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje: "Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil."- S. M. Alus. Öznenin dışında kalan her konu, obje: "Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş."- S. Birsel
nesneleşen
Favoriten