Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
- Maybe we can make a deal.
Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
- Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
- You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
Belki bana yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me.
Belki onlar mutlu olabilirler.
- Maybe they can be happy.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Muhtemelen oralarda ve belki de birçok yerde başka yaşamlar vardır.
- Other life probably exists out there and perhaps in many places.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?