Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
- Perhaps it will rain in the afternoon.
Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.
- Hunger is perhaps the strongest of all human drives.
Belki onlar mutlu olabilirler.
- Maybe they can be happy.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me.
Muhtemelen Tom'un onu yapmaması gerekir.
- Perhaps Tom shouldn't do that.
Tom muhtemelen uyuyor.
- Perhaps Tom is sleeping.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?