Biraz anlamak yanlış anlamaktan daha iyidir.
- Better to understand a little than to misunderstand.
Beni yanlış anlamayın.
- Don't misunderstand me.
Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
- There appears to be a misunderstanding.
Sen yanlış anlaşılansın.
- You're misunderstood.
Sen yazdıklarımı yanlış yorumladın.
- You misinterpreted what I wrote.
İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir.
- Statistics are easy to misinterpret.
Sessizlik yanlış anlaşılabilir, ama asla yanlış aktarılamaz.
- Silence can be misinterpreted, but never misquoted.
Bu bir yanlış anlamaydı.
- That was a misinterpretation.
O sizi yanlış anlamış olabilir.
- He may have misunderstood you.
Yanlış anlaşılabilen herhangi bir şey olacaktır.
- Anything that can be misunderstood will be.