Herhangi bir duygu, eğer samimi ise, istem dışıdır.
 - Any emotion, if it is sincere, is involuntary.
Lütfen benim samimi özürlerimi kabul edin.
 - Please accept my sincere apologies.
Hatamız için içtenlikle özür dileriz.
 - We sincerely apologize for our error.
Ona ulaşmayacağını içtenlikle umut ediyorum.
 - I sincerely hope it won't come to that.
Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var.
 - I need a sincere girlfriend.
Tom'un oldukça dürüst olduğundan eminim.
 - I'm sure Tom is quite sincere.
Sana yürekten bir özür borçluyum.
 - I owe you a sincere apology.
İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.
 - I sincerely, truly believe that.
Tom gerçekten samimi görünüyordu.
 - Tom seemed really sincere.
O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.
 - He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.