letztendlich

listen to the pronunciation of letztendlich
Englisch - Türkisch

Definition von letztendlich im Englisch Türkisch wörterbuch

finally
nihayet

Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti. - Well, OK, Willie finally agreed.

Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular. - After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.

eventually
sonunda

Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak. - Tom will eventually need an operation.

Onların tartışması sonunda berabere bitti. - Their argument eventually ended in a draw.

eventually
en sonunda

Fadıl en sonunda İslam'a geçti. - Fadil eventually converted to Islam.

Polis en sonunda Tom'u yakaladı. - The police eventually arrested Tom.

finally
tamamen

Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı. - Tom and Mary were finally completely alone.

eventually
neticede
eventually
sonuç olarak

Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı. - Tom eventually did everything we asked him to do.

eventually
nihayet

Tom nihayet Boston'dan ayrıldı. - Tom eventually left Boston.

Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı. - After eight months, he eventually started dating girls again.

finally
kesin olarak
at the end of the day
nihayetinde
at the end of the day
günün sonunda
eventually
sonuçta

Sonuçta biri Tom'a terbiyeli davranması gerektiğini söylemek zorunda kalacak. - Eventually, someone is going to have to tell Tom that he needs to behave himself.

Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın. - You'll tell me everything eventually.

at the end of the day
İng., k.dili. eninde sonunda
at the end of the day
(deyim) herseyi göz önünde tutarak
eventually
z. sonunda, nihayet; er geç
finally
(zarf) sonunda, en sonunda, nihayet, son olarak, sözün kısası