The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child.
- Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.
He died before the rescuers arrived.
- Kurtarıcılar gelmeden önce o öldü.
Jesus Christ is my Savior.
- İsa Mesih benim kurtarıcımdır.
He saw himself as the world's savior.
- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
Jesus Christ is my saviour.
- İsa Mesih kurtarıcımdır.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
He rescued a boy from drowning.
- Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
He rescued the child from the fire.
- Çocuğu yangından kurtardı.
Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
Try to hold on until a rescue team arrives.
- Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
Let's salvage what we can.
- Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.
The police recovered the stolen jewelry.
- Polisler çalınan mücevheri kurtardı.