klettern

listen to the pronunciation of klettern
Deutsch - Türkisch
tırmanmak
v. 'kletırn tırmanmak
{'kletırn} tırmanmak
tırman
kaya tırmanışı
tırmanış
Englisch - Türkisch

Definition von klettern im Englisch Türkisch wörterbuch

clamber
tırman
clamber
tırmanmak
climbing
tırmanıcı

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's used to mountain climbing.

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's accustomed to mountain climbing.

climbing
{f} tırman

Ben dağlara tırmanmayı severim. - I like climbing mountains.

Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler. - Children like climbing trees.

climbing
tirman
climbing
tırman(mak)
clamber
tırmanış
clamber
{f} sarılarak tırmanmak
clamber
güçlükle tırmanmak
clamber
clamberer el ve ayakla tırmanan kimse
climbing
{i} artış
climbing
{i} tırmanma

John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi. - John would often go mountain climbing when he was a student.

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz. - Those shoes won't do for climbing.

climbing
{i} dağcılık

Dağcılıkla ilgileniyorum. - I am interested in mountain climbing.

Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz. - We go mountain climbing almost every weekend.