Bill took the blame for the loss.
- Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
People suffered heavy losses in the eruptions.
- İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
They gave him up for lost.
- Onlar onu kayıp kabul ettiler.
Between sobs, that lost girl said her name.
- O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
I found my car missing.
- Arabamı kayıp buldum.
A ring and some cash are missing.
- Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi
Tom has been gone since yesterday.
- Tom dünden beri kayıp.
Tom has been gone almost a week.
- Tom neredeyse bir haftadır kayıp.
A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
After a battle casualties are usually heavy.
- Bir savaştan sonra kayıplar genellikle ağırdır.
We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
Where is the lost and found?
- Kayıp eşya bürosu nerede?
They all looked for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.