kayıpsın

listen to the pronunciation of kayıpsın
Türkisch - Englisch

Definition von kayıpsın im Türkisch Englisch wörterbuch

kayıp
loss

His death is a great loss. - Onun ölümü büyük bir kayıptır.

The loss amounted to 100 dollars. - Kayıp 100 dolara ulaştı.

kayıp
lost

Between sobs, that lost girl said her name. - O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.

Where is the nearest lost and found? - En yakın kayıp eşya bürosu nerede?

kayıp
(Askeri) missing

He is regarded as missing. - O, kayıp olarak kabul ediliyor.

A ring and some cash are missing. - Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi

kayıp
gone

Tom has been gone almost a week. - Tom neredeyse bir haftadır kayıp.

Tom has been gone all night. - Tom bütün gece kayıp.

kayıp
stray

A lost dog strayed into our neighborhood yesterday. - Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.

kayıp
loss of

A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive. - Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.

kayıp
(İnşaat) dissipation
kayıp
(Ticaret) waste
kayıp
(Askeri) casualties

After a battle casualties are usually heavy. - Bir savaştan sonra kayıplar genellikle ağırdır.

No other casualties have been reported. - Başka hiçbir kayıp rapor edilmedi.

kayıp
casualty
kayıp
lacking
kayıp
disadvantage
kayıp
deprivation
kayıp
the lost

They all searched for the lost child. - Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

They all sought for the lost child. - Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

kayıp
decrement
kayıp
loss; casualties; disadvantage; lost, missing
kayıp
lost person; lost thing
kayıp
(ölüm) bereavement
kayıp
sacrifice
kayıp
(Askeriye) soldier reported as missing in action
kayıp
lost, missing
kayıp
forfeit
kayıp
burton
Türkisch - Türkisch

Definition von kayıpsın im Türkisch Türkisch wörterbuch

kayıp
Yitik, zayi
kayıp
Yitme, yitim