It started to snow.
We have had several heavy snows this year.
The wind had dropped, and the snow, tired of rushing around in circles trying to catch itself up, now fluttered gently down until it found a place on which to rest.''.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Probably it will snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Most French people are against capital punishment.
- Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
You cannot mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
You can't mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
I always wear boots when it rains or snows.
- Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.
Lucy's mother told her to take care of her younger sister.
- Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
The game was delayed on account of snow.
- Maç kar nedeniyle ertelendi.
Try to take account of everything before you make a decision.
- Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.