I made friends with her during my stay in London.
- Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.
She extended her stay by five days.
- Kalışını beş gün uzattı.
Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
I'd like to stay one more night. Is that possible?
- Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.