kalçalı

listen to the pronunciation of kalçalı
Türkisch - Englisch
big-hipped, hippy, broad across the beam
hipped, haunched
hipped
haunched
kalça
hip

Tom slipped on ice and broke his hip last winter. - Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.

Mary put her hands on her hips. - Mary ellerini kalçalarına koydu.

kalça
{i} buttocks
kalça
{i} thigh

Dan found a bruise on his son's thigh. - Dan oğlunun kalçasının üzerinde bir çürük buldu.

kalça
haunch
kalça
crotch
kalça
femurs
kalça
hıp
kalça
the buttocks
düzgün kalçalı
(Konuşma Dili) callipygian
kalça
huckle
kalça
hip, haunch
kalça
nates
kalça
buttock
kalça
coxa
çıkık kalçalı
hipshot
Türkisch - Türkisch
Kalçası geniş olan
Kalçası olan
kalça
(Atasözü) paket
Kalça
çon
Kalça
kaide
kalça
Vücudun bacakla böğür arasındaki iki yana doğru çıkıntılı bölümü: "Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı."- Ö. Seyfettin
kalça
Vücudun karınla uyluk arasındaki çıkıntı oluşturmuş vücudun arka bölümü
kalça
Vücudun bacakla böğür arasındaki iki yana doğru çıkıntılı bölümü