kabartmak

listen to the pronunciation of kabartmak
Türkisch - Türkisch
Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak: "Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış."- Ç. Altan
Toprağı tırmık vb. bir araçla karıştırmak, altüst etmek, yumuşatmak
Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak
Toprağı tırmık, çapa vb. bir araçla karıştırmak, altüst etmek, yumuşatmak
Kabartma
rölyef
kabartma
Kabartılarak yapılmış olan
kabartma
Kil, alçı, taş gibi işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef
kabartma
Kil, alçı, taş gibi işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılmış olan eser, rölyef: "Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma."- P. Safa
kabartma
Kabartmak işi
kabartma
Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı
kabartmak
Favoriten