kızmam

listen to the pronunciation of kızmam
Türkisch - Englisch

Definition von kızmam im Türkisch Englisch wörterbuch

kız
girl

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

kız
{i} bird

The girl released the birds from the cage. - Kız kuşları kafesten serbest bıraktı.

This little girl let the birds escape. - Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.

kız
daughter

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

I'm Helen Cartwright's daughter. - Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.

kız
judy

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

kız
skirt

The girls wore grass skirts and had flowers around their necks. - Kızlar çim etekler giyiyordu ve boyunlarında çiçekler vardı.

These girls use white skirts. - Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.

kız
queen

I've got a queen of hearts. - Benim bir kupa kızım var.

There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter. - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.

kız
resent

I resent the way he treated me. - Onun bana davranma şekline kızıyorum.

Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him. - Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.

kız
lass
kız
bridle up
kız
wench
kız
picture card
kız
virgin

Most virgins have an intact hymen. - Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.

Are you still a virgin? - Hâlâ kız oğlan kız mısın?

kız
bridle at
kız
puss
kız
gırl

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

kız
country girl
kız
girl's
kız
chick

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

I like roast chicken. - Fırında kızartılmış tavuğu severim.

kız
female

The female student that sat in front of the teacher is from Germany. - Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır.

Tom has a lot female friends. - Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

I really miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.

I miss my little sister. - Küçük kız kardeşimi özlüyorum.

kız
maid

Mary went back to using her maiden name. - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

kız
maiden

Mary went back to using her maiden name. - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine. - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
chicken

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs. - Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
Türkisch - Türkisch

Definition von kızmam im Türkisch Türkisch wörterbuch

Kız
bint
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire