His behavior angered the policeman.
- Onun davranışı polisi kızdırdı.
Her words angered him.
- Onun sözleri onu kızdırdı.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
This little girl let the birds escape.
- Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
The girl let the bird loose.
- Kız kuşu serbest bıraktı.
The Joneses love their daughter.
- Joneslar kızlarını sever.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
Do those girls wear white skirts?
- O kızlar beyaz etek mi giyiyor?
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
They may feel some resentment.
- Biraz kızgınlık hissedebilirler.
Most virgins have an intact hymen.
- Çoğu bakirenin sağlam bir kızlık zarı vardır.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
That teacher tends to be partial to female students.
- Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
That female student is American.
- O kız öğrenci Amerikalıdır.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Mary went back to using her maiden name.
- Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.