kültür

listen to the pronunciation of kültür
Türkisch - Englisch
{i} culture

The cultures of the world are now becoming rather similar. - Dünya kültürleri oldukça benzer hale gelmektedir.

He has studied the cultures of Eastern Countries. - Doğu ülkelerinin kültürlerinin öğrenimini yaptı.

thorough knowledge (of a particular subject)
culture (of microorganisms in media)
culture (of a particular society)
culture, refinement, cultivation
ethos
kultur
kültür bakanlığı
Ministry of Culture
kültür fizik
physical culture
kültür sitesi
cultural site
kültür turizmi
Cultural tourism
kültür çevresi
cultural environment
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ministry of Culture and Tourism
Kültür İşbirliği Konseyi
(Hukuk) Cultural Cooperation Council
kültür bitkisi
crop plant
kültür eksikliği
culture lag
kültür farkı
culture gap
kültür fonu
(Hukuk) cultural fund
kültür politikası
(Hukuk) cultural policy
kültür ve tabiat varlıkları kaçakçılığı
(Hukuk) illicit trafficking in cultural goods, including antiques and works of art
kültür yapmak
to culture
kültür şoku
culture shock

In a foreign country most of us go through culture shock. - Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.

Culture shock is often described as an emotional rollercoaster. - Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.

erek kültür
target culture
geleneksel kültür
traditional culture
maddi kültür
material culture
sosyo kültür
socio-culture
starter kültür
(Gıda) starter culture
stok kültür
stock culture
sürekli kültür
continuous culture
zengin kültür
rich culture
Doğu Devrimci Kültür Ocakları
Revolutionary Culture Clubs of the East
avrupa kültür başkenti
european capital of culture
milli kültür
National culture
Avrupa Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı
(Hukuk) European Foundation for Science, Art and Culture
BM Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı
(Askeri) United Nations Educational, Scientific, and Cultural Organization
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
(Hukuk) United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (UNESCO)
alt kültür
subculture

There are subcultures within cultures. - Kültürler içinde alt kültürler vardır.

dilsel kültür yenilenmesi
(Dilbilim) linguistic acculturation
din ve kültür
religion and culture
edebi kültür
literacy
genel kültür
liberal education
ingiliz kültür tarihi
(Eğitim) cultural history of england
maddi olmayan kültür
(Pisikoloji, Ruhbilim) nonmaterial culture
silo kültür
(Denizbilim) silo culture
sıvı kültür
(Gıda) liquid culture
taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları
(Hukuk) movable and immovable cultural and natural properties
uluslararası kültür alışverişi
comity of nations
yerel kültür
native culture
yerel kültür
indigenous culture
yerel kültür
local culture
şehir kültür merkezi
civic center
Türkisch - Türkisch
Tarım
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin: "Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir."- E. İ. Benice
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü: "Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir."- S. Birsel
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü
Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme
Balıkların yapay yılla beslenme ve büyütülmesi
Tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi
Bireyin kazandığı bilgi
(Hukuk) HARS
ekin
kültür akımı
Bir toplumun kültüründen bazı ögelerin başka bir topluma geçişi
kültür balıkçılığı
Belli merkezlerde özel olarak hazırlanmış havuzlarda bilimsel yöntemlerle balık üretme işi
kültür bitkileri
İnsanlarca yetiştirilen bitkilerin bütünü
kültür göçü
Bir kültür motifinin veya kültürel bir uygulamanın bir başka kültüre geçmesi
kültür ortamı
Canlı veya uyku durumunda olan belirli mikroorganizmaların yetiştirmek ve geliştirmek üzere aşılandığı besin maddeleri ortamı
kültür sarayı
Kültüre ve kültürün gelişimine hizmet etmek amacıyla kurulmuş opera, tiyatro, sergi vb. faaliyetlerin yapıldığı yer
kültür sitesi
Kültür sarayı
kültür varlıkları
Bir bölgede bulunan maddî kültür ürünleri veya eserleri
kültür çevresi
Bir ulusun kültürünü, başka ulusların kültürleriyle ilişki içinde gelişerek katmanlaşmış ve bağlılaşmış bir özellikler bütünü olarak tanımlayan kuram
kültür
Favoriten