Türkisch - Englisch
Definition von köpekle im Türkisch Englisch wörterbuch
- köpek
- dog
Nancy is afraid of dogs.
-Nancy köpeklerden korkar.
She is very fond of dogs.
-Köpeklere çok düşkündür.
- köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir/e dalanmaktan çalıyı dolanmak yeğdir
- (Atasözü) It is worth doing whatever is necessary to avoid a confrontation with a nasty person
- köpekle kovalama
- coursing
- köpekle yatan pire ile kalkar
- (Atasözü) 1. If you associate with a scoundrel, you'll pick up some of his habits. 2. If you associate with a scoundrel, you'll suffer for it
- köpek
- doggy
- köpek
- canine
Lieutenant Dan Anderson sent a canine team to the crime scene.
-Teğmen Dan Anderson olay yerine bir köpek ekibi gönderdi.
- köpek
- bow-wow
- köpek
- (Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: köpekgiller,kelbiye) dog, domestic dog
- köpek
- vulg. bastard, s.o.b
- köpek
- dog; bastard, son of a bitch, dog, cur; canine
- köpek
- kopeck
- köpek
- pooch
Tom and Mary are dog lovers, and have their pooch groomed once a month.
-Tom ve Mary köpek aşıklarıdır, ve köpeklerine ayda bir bakım yaptırırlar.
- itle/köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir
- (Atasözü) It's better to inconvenience oneself than to have a confrontation with a nasty person
- köpek
- bow wow
- köpek
- (Anatomi) canis
- köpek
- mutt
- köpek
- elkhound
- köpeklemek
- {k} to cringe, fawn
- köpeklemek
- {k} to be sorry for what one has done
- köpeklemek
- {k} to be dog-tired
- köpeklemek
- {k} to be cut down to size, be taken down a peg
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von köpekle im Türkisch Türkisch wörterbuch
- köpek
- Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris): "Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış."- A. Ş. Hisar
- Köpek
- it
- köpek
- Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için kullanılan bir sövgü sözü: "Ben bu ite çattığıma bin pişman oldum
- köpek
- Bu köpekten de aşağı köpeğe uyma."- Y. Kemal
- Köpek
- hoşhoş
- Köpek
- havhav
- Köpek
- seg
- Köpek
- (Hukuk) KELP
- Köpek
- kuçukuçu
- Köpek
- sek
- köpek
- Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için sövgü sözü olarak kullanılır
- köpek
- Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsleri olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris)
- köpek
- (Osmanlı Dönemi) kelb
- köpeklemek
- Varlık, güç ve sağlık yönünden düşkünleşmek
- köpeklemek
- Çok yorulmak