Senin kurallarına göre yaşamak istemiyorum.
- Ich will nicht nach deinen Regeln leben.
Bu kurallara aykırıdır.
- Es ist gegen die Regeln.
Normalde günde kaç saat çalışıyorsun?
- How many hours do you normally work?
İnsanlar normalde dakikada 12 ile 20 kez arası nefes alır.
- People normally breathe 12 to 20 times a minute.
Onun mizah tipik Fransız, çok esprili.
- His humor is very witty, typically French.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Normal olarak bu kadar sessiz misin?
- Are you normally this quiet?
Tom normal olarak diğer insanlarla geçinemiyor gibi görünüyor.
- Tom seems to be unable to interact normally with other people.
Korkarım ki kitaptaki her kural ihlal edilmektedir.
- I'm afraid that violates every rule in the book.
Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
- Can we apply this rule in this case?
Genellikle Japonya'da haziran ayında fazla yağmur vardır.
- As a rule we have much rain in June in Japan.
İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.
- As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
- Lightning normally accompanies thunder.
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Tipik olarak, insan gebeliği her biri yaklaşık üç aylık üç trimestere ayrılır.
- Typically, human pregnancy is divided into three trimesters of approximately three months each.
Normally, we eat three times a day.
- In der Regel essen wir dreimal pro Tag.